DİĞER
"Sahaflar Kitabı, tanıdığım, dost olduğum sahaflarla yapılan sohbetler ve Bayezit’teki eski Sahaflar Çarşısı ile ilgili anıların toplandığı bir yapıt. Okurken bütün ömrüm gözümün önünden geçti, özellikle eski “Sahaflar Çarşısı” ile ilgili hatıralarım canlandı. Eski kitaplar ve eski 'mecânin-i kütüp' dostlar kafamda bir bir canlandı ve uzun süre bu hatıralarla baş başa kaldım.”
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Aysun Kara hikâye anlatma meselesinin farklı görünümlerini, anlattığı hikâyenin temel parçalarından, temel unsurlarından biri olarak, hatta kurucu bir unsur olarak kurgulamış. Bu kurgu sadece hikâye anlatıcılığını romanın meselelerinden biri olarak belirlemiyor, daha önemli bir işlevi var; olay örgüsünün çatallanması, çapraşıklaşması da bu sayede mümkün oluyor."
"Bu silah heykelleri savaş imajları gibi geçirgen. Bakışlar karşı tarafa bir şeylere temas etmeden de geçebilir ve boşlukla kamufle olmuşlardır. Burada boşluk ikinci bir unsur olarak yer alır. Kavram da burada gizlidir. Boşluk nesnenin aynısı olan fakat görünmeyen, bize gösterilmeyen tarafıdır."
“Kuvvetli tahaffuz çarelerinden birisi de aşıdır. Çiçek, kolera, tifo, veba, difteri, verem ve kızılın bugün aşıları vardır. Aşılananlar bu hastalıklara yakalanmazlar. Aşı sayesinde eski hükümdarlar gibi zaman zaman icrayi saltanat eden ve birçok insanların ölümüne mucip olan kolera, veba afetleri tarihe karışmıştır. Kızıl, kuşpalazı belki verem de unutulacak."
Ayfer Tunç, Kapak Kızı ile Yeşil Peri Gecesi’nden sonra üçleme serisinin ayrı da okunabilen yeni kitabı Osman’la okuyucuyu sarsıyor, ‘90 sonrası yaşanan siyasal, sosyal ve kültürel değişimi Nişantaşı’nda doğup büyüyen ama zamana ayak uydurmakta zorlanan Osman ve birçok yan karakter üzerinden ele alıyor.
"Günümüz seyyahlarına ve seyahatnamelerine beraber bir göz atalım mı? Belki de bir süre boyunca türünün son örneği olacak kitaplarda seyahatin ve elbette yazının izini sürelim... Umarız pandemi günleri çabuk sona erer de günümüz seyyahları seyahatlerine, bizler de yeni güzel seyahatnamelere kavuşuruz."
Otuz yıl sonrasının Türkiye’si nasıl bir yer olacak? Cevaplaması çok güç bu soruyu, Şahin Alpay ta 1991’de, Türkiye’nin önde gelen 32 simasına yöneltmiş… Bugünden bakınca cevaplar, beklentiler ve gerçekler arasındaki tezat dikkat çekici.
"Osmanlı’nın pek alışık olmadığımız çevre tarihinde aktörler padişahlar, ordular veya savaşlardan ziyade köylüler, su kanalları, alüvyon, mikroplar, volkanlar ve mandalar..."
Oğul Sırtlanı’ndaki şiirlerin en temel özelliği şairinin içinde bulunduğumuz “bilişim” ve “dijital” çağın koşullarına karşı uyanık ve yeni bir çağ içinde yaşadığımızın ve ayrıca bu çağ içinde yazdığımızın farkında olması. Dolayısıyla geçmişe, geçmiş şiire ve geçmiş şiirin çoktan geçersizleşmiş diline yüz sürmeyip, tersine bize verilmiş hazır şiir geleneğinin içinde kendine yeni bir kanal açmaya çalışıyor.
Lütfi Özkök fotoğraf çekimi bitip ayrılırken, Beckett, Godot’yu Beklerken’i imzalayarak takdim eder; kitabın arasına da telefon rehberinde olmayan telefon numaralarını yazdığı kâğıdı koyar ve gene beklediğini belirtir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık